Söyleşi: Toplumsal Cinsiyet ve İmge-II/ "Erillik ve İmge"

 

Görsel Kültür Buluşmaları: Toplumsal Cinsiyet ve İmge-2

Çizgelikedi Görsel Kültür Buluşmaları
Söyleşi Dizisi

"Toplumsal Cinsiyet ve İmge -2-"

Yard.Doç. Dr. Murat Göç

 
ERKEKLİK(LER), ERİLLİK(LER) VE İMGE
Feminist teori ve pratik, 150 yılı aşkın tarihi boyunca önemli kazanımlar elde etti ve kadın sorunlarını, kadının varlığını, ve kadın potansiyelini en azından görünür kılmada oldukça önemli bir yol katetti. Ancak toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin ve toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık, baskı, ve yoksaymanın asıl faili olan eril ve ataerkil yapı çoğu zaman gölgede kaldı, her iktidar gibi görünmezlik zırhı arkasında kendisini normalin ve anormalin, istenen ve istenmeyenin, kabul edilebilir ve yasak olanın belirleyicisi kılacak evrensel, doğal, ve tanrı vergisi bir erkeklik modeli üretti. Bu söyleşi dizisi bu sebeple, bu üretilen hegemonik erkeklik modelinin temellerini, rasyonelliğini, ve dönüşümlerini imgeler üzerinden tartışmayı ve erkekleri anlamayı (ama erilliği asla mazur görmemeyi), erkekliği ve erilliği üreten süreçleri ve kurumsallaşmış iktidar yapılarını, ve başka bir erkekliğin mümkün olup olmadığını imge üretim ve tüketim ilişkileri açısından tartışacaktır.


SON KAYIT TARİHİ: 26 Şubat 2019, Salı
 

PROGRAM:
1. Oturum: 28 Şubat 2019, Perşembe (19.30-21.30)
2. Oturum: 7 Mart 2019, Perşembe (19.30-21.30)
3. Oturum: 14 Mart 2019, Perşembe (19.30-21.30)
4. Oturum: 21 Mart 2019, Perşembe (19.30-21.30)

Kayıtlar 12 kişi ile sınırlıdır. İçerik ve koşullar için lütfen Çizgelikedi'yi arayarak 0(232)247 1 247'den bilgi alınız.
Çizgelikedi Görsel Kültür Merkezi
A:Gürsel Aksel Blv. 43/B-C Güzelyalı/izmir
http://www.cizgelikedi.com

-----------------------------------------

TOPLUMSAL CİNSİYET VE İMGE
Fotoğraf çekerken ya da fotoğrafa bakarken, hareketli görüntülerin büyüsüne ve ritmine kendimizi kaptırmışken, gün boyunca rastladığımız ya da maruz bırakıldığımız binlerce imge zihnimizi işgal ederken, bir birey ya da bir özne olarak imgelere çok çeşitli şekillerde tepki veririz. İmge ile aramızdaki bu kaçınılmaz ilişki, bizim sınıfsal konumumuz, eğitimimiz, kültürel geçmişimiz, etnik ya da dini kimliğimiz, alışkanlıklarımız ya da kabullerimiz ile şekillenir ve bizden başkalarına yansır. İmgelerle içli dışlı olan birçok kişi için, imge üretimi ve anlamlandırma süreçleri, aynı zamanda birçok farklı iktidar konumu ile de yüzleşmeyi, bu iktidardan nasiplenmeyi ya da ona boyun eğmeyi, bu iktidarı farklı şekillerde yeniden üretmeyi zorunlu kılar. Ancak, yakın zamana değin, tüm bu iktidar görünümleri ve konumları içinde, en temel ve en biçimlendirici olanından, toplumsal cinsiyet kimliğine dayalı iktidar yapıları ve çelişkilerinden pek söz edilmedi, belki bilerek hasıraltı edildi ve yok sayıldı. Halbuki, eğer imgenin bir dili varsa ve imgeler özne ile ilişkisini ve iletişimini, üretimden anlamlandırmaya kadar bütün süreçlerde bu dil üzerinden kuruyorsa, bu dilin bir cinsiyeti olması gerekmez mi? İktidarın en önemli hilesi, kendini görünmez kılarak doğal ve evrensel olduğu algısını yaratmasıdır, toplumsal cinsiyet temelinde oluşmuş iktidarlar en görünmez ve sinsi olanları değil midir o zaman? Sanat galerilerinin, antolojilerin, sergi ve müze kuratörlerinin çoğunlukla erkek olması ve "erkek algısı" ile imgeyi sınıflandırıp niteliklerine göre değerlendirmesi, imgeyi üretenlerin, "iyi ve istenir" imgenin ölçütlerini belirleyen sanat uzmanlarının, akademisyenlerin, fotoğraf yarışması jürilerinin, derneklerdeki "büyük ustaların" eril bakışı yeniden üretip güçlendirmesinin, imge kültürünün ataerkinin kalelerini tahkim ederek ataerkiyi pazarlanabilir imgelere dönüştürmesinin mercek altına alınması artık elzem olmuştur. Toplumsal cinsiyet iktidarının kurumsallaşmış yapılarını sorgulamaya, her öznenin imgeyi üretirken ve tüketirken, kendi toplumsal cinsiyet konumuyla ve bu konumun toplumsal cinsiyet hiyerarşileriyle yüzleşmesi yoluyla başlanabilir ancak.
Bu söyleşi dizisi, bu sebeple, üretim, alımlama, ve tüketim süreçleri boyunca özne ve imge ilişkisini toplumsal cinsiyet açısından tartışmaya açmayı hedeflemektedir. Söyleşilerin temel odağı, öznenin kendini kurmasında ve konumlandırmasında başat rol oynayan toplumsal cinsiyet algıları ve kabulleri, özel ve kamusal alandaki performansları, ve toplumsal cinsiyet karmaşaları ve sınıraşımlarının imgeleri anlamlandırma ve üretmede ne ölçüde belirleyici olduğunu tartışmak olacaktır. Çünkü çoğu insanın düşündüğünün aksine, toplumsal cinsiyet rolleri ve sınırlılıkları, cinsel performansla değil, öznenin dille ve dili oluşturan yazılı ve görsel sembollerle tanışması ile birlikte var olur ve toplumsal cinsiyet önce dilde ve imgede var olur. Bu nedenle, öznenin dil ve imgelerle ilişkisi, pek çok şeyden önce, toplumsal cinsiyet algısını belirler ve biçimlendirir. İmgelere ve bu imgelerin üretimini ve alımlanmasını olanaklı kılan imgesel dile dair eleştirel bir bakış açısı, toplumsal cinsiyet algılarını oluşturan ideolojik çerçevenin evrenselliğini, doğallığını, ya da sorgulanamazlığını masaya yatıracaktır. Bu noktadan hareketle, bu söyleşi dizisi, imgeleri, imgeleri üreten özneleri, imgelerle kendini var eden toplumsal cinsiyet kurgularını, ve bu kurgular üzerinden kurulan ilişkileri okumayı, anlamlandırmayı, ve sorgulamayı sağlayacak kuramsal, kavramsal, ve düşünsel bir bakış açısını oluşturmayı hedeflemektedir.
Söyleşi dizisi, üç temel bölümden oluşacaktır ve sırasıyla, kadın ve imge, kuir ve imge, ve erkeklik/erillik ve imge ilişkisi mercek altına alacaktır. Söyleşilerin 4 hafta sürecek birinci bölümünde kadın kimliği ve imge ilişkisi ele alınacak, görsel kültürün ve imgesel dilin kurgulanmasında ve yaygınlaştırılmasında kadının varlığının ve kimliğinin ataerki tarafından nasıl dışlandığı, kadının görünürlüğünün aslında “kadın meselesini” nasıl görünmez kıldığı, ve imgeleri üreten, imgelere bakan, ve imgelerle şekillenen kadınların feminist bir imgesel dil oluşturma potansiyeli tartışmaya açılacaktır. Bu bölüme yön verecek sorulardan bazıları şunlar olacak:
1- Kadın kimdir ya da nedir? Kadının kim olduğu ve nasıl görünür olduğunu bilmemizde imgelerin rolü nedir?
2- Kadının imgelerle temsili aslında kadını nasıl görünmez yapar?
3- Kadını tanımlayan imgesel dili yaratan ideoloji ne ölçüde kurumsallaşmıştır ve bu kurumsallaşma “kadın meselesini” nasıl bir ideolojik meseleye dönüştürür?
4- İmgenin anlamlandırılmasında feminist bir bakış açısı neler vaat eder?
5- Feminist bir imge üretimi süreci, imge üretiminde ve anlamlandırmasında feminist bir dil kurulması mümkün müdür?
6- İmge üretiminde ve anlamlandırmasında "kadın dili" ve "kadın bakışının" sınırlılıkları nelerdir?

Kadın, erkek, ya da LGBTI tüm bireyleri, cinsel kimliklerimizi ve kabullerimizi imgeler üzerinden sorgulamaya ve imge üretimini ve anlamlandırma süreçlerini cinsiyetlendireceğimiz, mümkün ise, cinsiyetler üstü ve cinsiyetler arası bir imge dilini birlikte oluşturmaya çalışacağımız bu yolculuğa katılmaya davet ediyoruz.


------------------------------------
Yard.Doç.Dr. Murat Göç
Murat Göç, Ege Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı bölümünden doktora derecesi sahibi, halen Celal Bayar Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde ders veriyor. Kültür Çalışmaları, Çağdaş Amerikan Edebiyatı ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları, özellikle de Eleştirel Erkeklik Çalışmaları, konusunda uzmanlaşmaya çalışıyor.

 


Kayıtlar 12 kişi ile sınırlıdır. İçerik ve koşullar için lütfen Çizgelikedi'yi arayarak 0(232)247 1 247'den bilgi alınız.
Çizgelikedi Görsel Kültür Merkezi
A:Gürsel Aksel Blv. 43/B-C Güzelyalı/izmir
http://www.cizgelikedi.com